Esselamualeyküm ve rahmetullah yolculuk defteri 🙂 Madem adın yolculuk defteri, yolda iken yazmamız icâb eder.
Tatvan Erzurum yolundayız. Otobüse binene kadar çılgın hâdiseler atlattık. Azıcık evvele gidip biraz anlatmak istiyorum 🙂 Uçlarım ile azıcık gıdıklayacağım seni. Hazırsan, yola çıkabiliriz 🙂
Pencereden dışarı bakış atmak istedim ama camlar hafif kirli. Dışarıyı göstermiyor kendileri. HER YER KAR. Subhanallah.
Uzun müddet kararsızlıklar yaşadıktan sonra kızlarla Van Gölü Ekspresine binmeye karar verdik. 29 saat süren çılgın bir tren yolculuğu yaptık. Kıble, kompartmanda sığıp kılabileceğimiz yöne gelince namazlarımızı kıldık. Elhamdülillah..
Tavsiye eder miyim diye bir düşünce geçti aklımdan.. Tavsiyem şu olacak sanıyorum.
Hâlis niyetinizi ve hâlis dostlarınızı alın. Allah ne fırsat ihsan ediyorsa yola çıkın 🙂 Yolda olmak, yolcu olmak çok güzel bir şey. Özüne dönmek gibi. Haddini, yerini bilmek; huzura ve sükunete ermek gibi. Yol boyu hiç ama hiç tanımadığınız insanlarla karşılaşıyorsunuz. “Harbi bir insanım” diyen şoför abiniz karda kışta sizi taa tepelere kadar götürüyor, gezmenizi bekliyor. Otobüsünde kaybettiğiniz eşyanız için sabah koşarcasına geliyor. Bir de sizi gideceğiniz yere bırakıyor. O vakit tebessümünüze vesile olan “Harbi insan”ın ne demek olduğunu anlıyorsunuz. Gittiğiniz yerde camiyi sorduğunuz amca “Geçin bizim evde kılın, cami soğuktur.” diyor. 8 kızı evine davet ediyor. Sobanın yanında, sıcak bir yuvada alnınızı secdeye koyuyorsunuz.
Belki ömrünüzdeki en lezzetli kebaplardan birini yiyorsunuz ve usta amca sizi komşu tatlıcısına gönderiyor. Göndermek de yetmiyor. Sizi kapıda bekler görünce gelip tatlıcıya “Bunlar benim misafirlerim. Onlar ile ilgilen.” diye tembih ediyor. Tatlıcı abimiz hepimize şöbiyet ikram ediyor. Üstüne bizim için oturma yerini açıp çay getiriyor. Aldığımız diğer tatlıları yiyoruz huzurla. Abimizin Kâbe’ye yönelmiş seccadesinin yanındaki büyük masada.
Dönüş vakti geliyor yolculuğa, şoför amca hiç sormadan alıyor valizinizi. Peşinden otobüse kadar yürüyüp gidiyorsunuz. İşte samimiyet diyorsunuz. İşte ülkem, işte benim insanım. İşte Müslüman bir yoldaşım. Elhamdülillah 🙂
Rabbimden en hayırlı yolu,
en hayırlı yoldaşları,
en hayırlı yolculukları,
en hayırlı yoldaşı
ve en hayırlı yolculardan, yoldaşlardan olmayı niyaz ediyorum.
Okumak, tatmak, hissetmek nasip olmuş tüm güzel kardeşlerim için de aynı duaya aminn diyorum.
“Erzurum yolcusu kalmasın!” dercesine sesleniyorum tebessümlerimle. Gözlerim kısık…
Ahiret yolcusu kalmasın! Ahiret yoldaşlarım 🙂 Yolunuz hep en güzel, en açık yol olsun. İkramımız ve ihsanımız ziyâde olsun. Sâyiniz meşkûr olsun. Rabbim sizlerden razı olsun. Allah’a emanet olun.
Esselamu Aleyküm.
“Önce yoldaş, sonra yol” demiş büyüklerimiz fakat yoldaştan en önce de “hâlis niyet” geliyormuş, bunu anladım kıymetli yazınızdan… Yolculuk anınızı bizlerle paylaştığınız için çok çok teşekkür ediyorum 💦 sağ olun 💙
Yol zorluğuyla, çetin imtihanlarıyla bilinir. İnsanın dostluğu yolda mı belli olur yoksa insan yolculuk sayesinde mi hakiki dost olur? Bence her ikisi de doğru. İlk kısım zaten hadisle sabit insan insanı yolculukta tanır. İkinci kısım ile alakalı birkaç şey söyleyeyim izninizle: Demir nasıl sağlamlaşır, esas kıvamını alır? Ustası elinin altındaki demiri daha sağlam olsun, bağları kuvvetlensin diye döver. Dostluk bağında da bu böyle bence. Fırtınalar, seller bir tehdit olarak gemiyi her zaman teyakkuzda kılar. Ezcümle dışardan gelen zorluk ve imtihanlar eğer beraber aşılırsa dostluğu, bağı, yoldaşlığı sağlamlaştırır. Mühim olan ise hakiki bir yoldaş olmak ve yoldaşlığa sahip çıkmaktır 🌹