“Ben seni yeryüzüne hükmetmen için halifem olarak yarattım.” (Ahzab-72)
Ayeti ile Allah(c.c.) bize büyük sorumluluklar yüklemiştir. Dağların kabul etmediği bu yükü insanoğluna vermiştir.
Peki biz bunun ne kadar farkındayız?
Bununla ne kadar dertleniyoruz?
Bu dert bizi aksiyona geçiriyor mu?
“Eğer el birliğiyle çıkmazsanız Allah(c.c.) sizi pek acıklı bir akıbete uğratır. Yerine sizden başka bir kavmi getirir. Siz ona hiçbir şekilde zarar eriştiremezsiniz.” (Tevbe-39)
Bu yükü el birliğiyle taşımak için, fakültemiz içinde tek yumruk olabilmek için bu topluluğu kurduk.
“Elbetteki Allah(c.c.) kendi yolunda birbirine kenetlenmiş binalar gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” (Saff-4)
Biz de birbirimize kenetlenerek, elimizdeki en etkili kılıcımız ilmimizle, kalemimizle çarpışmak için saf bağladık.
Kalem, İslam kalesini korumada en etkili argümanlardandır. Biz de çıktığımız bu ilim yolunda kaleme sarılıp kalemizi korumak için Üstad Nuri Pakdil’in “Kalemim benim KALE’M” sözünü şiar edindik ve derdimizi mısralara döktük:
Kalemim benim KALE’M, sığınağım,
Ashap uhuvvetidir duam, dayanağım,
La’dan geçip İlla’ya ulaşmaktır şiarım,
Ehl-i Sünnet çatısında bir olmaktır maksadım,
Mücahide yazılıp, ŞEHİD olmaktır muradım…
Biz zaferden değil seferden sorumlu olduğumuzun idrakiyle bu yola çıktık. Tüm yanlışlarımızdan ve noksanlıklarımızdan Allah(c.c.)’ın mağfiretine sığınırız.
“Subhansın Ya Rab! Senin bize öğrettiğinden başka ne bilebiliriz. Her şeyi hikmetle bilen, her şeyi hikmetle yapan Sensin.” (Bakara-32)
Bu davaya gönül vermiş, aynı derdi çeken kardeşlerimizle bu yolda yürümekten onur duyuyoruz.
Hayırla kalınız…